“Ben depresyonu insanların işten kaytarmak için kullandığı hayali bir hastalık zannederdim. Arkadaşım bana kendisine klinik depresyon tanısı konulduğunu söylediğinde ona ilgi göstermeyi reddettim. Kendim bizzat minör depresyon sıkıntısı yaşadığım zaman ne kadar yanlış yaptığımı anladım, büyümek hiç bir zaman araştırmadığım bir konuydu. Mahallede, ne zaman "deliye" dönen birini görsek, ilk tahminimiz uyuşturucu kullandıklarıydı. Ne zamanki akranlarımdan biri 2002 yılında intihar etti, toplum hemen onun "büyülendiğini" söyledi çünkü o tüm notları 5 olan, örnek bir öğrenciydi. Kimse onun depresyon sıkıntısı çektiğini bilmiyordu!”
– Thembela “Nymless” Ngayi
Güney Afrika Depresyon ve Anksiyete Gurubu (SADAG)'ın dediğine göre Güney Afrika'da erkekler arasında depresyon tüm zamanların en yüksek oranına sahip. Kendi yardım hatlarını arayan erkeklerin sayısı tehlikeli bir şekilde yükseliyor -günde 97'ye kadar- ve raporlara göre erkekler sadece kendilerini öldürmekle kalmıyor, ailelerini de yanında götürüyor. Araştırmalara göre tedavi edilebilen ve ciddi bir hastalık olan depresyon için erkekler nadiren yardım istiyor. Ayrıca erkekler kadınlara oranla 4 kat daha fazla intihar ediyor.
“The Great African Horror” serisinin amaçlarından biri Afrikalı toplumlarda ruh sağlığının gerçeklerine ve bize yakın olanları direkt olarak nasıl etkilediğine karşı insanları bilinçlendirmek. "Kadın sadece erkeğin depresyon boyunca destek yapısını temsil eder. Kadın depresyondan kolaylıkla etkileniyor ve en sonunda o da bir kurbana dönüşüyor ki, erkeğe yardım edemeyecek duruma geliyor. Kadın ayrıca "toplumu" da temsil ediyor, ki bu, kişinin depresyonu için katalizör olmaya dönüşebilir. Toplum sık sık bu durumu görmezden gelir, bundan dolayı, bazı fotoğraflarda adamın acı çektiğini fark edemiyor." diye yorumluyor Ngayi.
Alıntıdır: http://africandigitalart.com/2016/01/depression-the-great-african-horror-story/